Işık: Potansiyelimizin farkında değiliz
HABERİ DİNLE
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Eğer Türkiye, 2050 yılına kadar istikrarlı hükümetler tarafından yönetilirse, son 14 yılda olduğu gibi güçlü hükümetler tarafından Türkiye yönetilirse yılda en az yüzde 5 ortalamayla devam ederse 2050 yılında tartışmasız Avrupa'nın en büyük ülkesi olmuyor, aynı zamanda Avrupa'nın en güçlü ülkesi oluyor. Birilerinin uykularını kaçıran gerçek bu gerçek" dedi.
“BİRİLERİ ENGELLEMEYE ÇALIŞTI”
Bakan Işık, AK Parti Altınova İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen "Ülkem İçin Evet" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AK Parti iktidarı döneminde büyük başarıların altına imza atıldığını söyledi.
Hizmet etmeye çalıştıkça birilerinin arkalarından çekmeye çalıştığını belirten Işık, "Birileri engellemeye çalıştı. Maalesef bu birileri dışarıda değil içerideydi ama hamdolsun bunların hiçbirisine takılmadık. Şikayet etmek yerine işimize daha fazla sarıldık, bahane üretmek yerine çözüm ve hizmet ürettik. Biz bu gayrette oldukça siz bize desteğinizi artırarak sürdürdünüz. Bugün Allah'a hamdolsun Türkiye Cumhuriyeti tarihinde üst üste 4 dönemdir iktidar olan tek parti AK Parti'dir. Türkiye çıtasını yükselttikçe, Türkiye ilgili hesap yapmaya çalışanların sayısı artmaya başladı." diye konuştu.
"BİRİLERİ TÜRKİYE'NİN BU GÜCÜNDEN ÇOK RAHATSIZ"
Türkiye'deki referandum la ilgili Avrupa'nın ilgisine dikkati çeken Işık, şöyle konuştu: "Avrupa'nın siyasetçilerinin işi gücü Türkiye. Avrupa'nın seçimlerinin gündem maddelerinden biri Türkiye. Niye seçimlerin gündem maddesi Türkiye olsun? Biz onlara kötülük mü ettik. Bizim kimseye kötülüğümüz olmadı. Kötülük etsek etsek kendimize ediyoruz. Peki 'Niye Avrupa'nın birinci gündemi Türkiye?' derseniz, bunun bir sebebi var. Türkiye'nin potansiyelinin en az farkına varan ülke Türkiye, Türklerdir. Bakın bir projeksiyon var. Bugünkü nüfus artış hızıyla 2050 yılında kim nerede olacak? Bugünkü nüfus artış hızıyla Türkiye, Avrupa Birliği'ne aday ülkeler içinde 2 sene sonra Avrupa'nın en büyük ülkesi oluyor. Biz 82 milyonu geçiyoruz, Almanya da 80 milyonun altına düşüyor. 2050 yılında Türkiye'nin nüfusu 97-98 milyona yaklaşıyor. Yani 100 milyon diyelim. Buna mukabil Avrupa'nın en büyük ülkesi olarak sayılan Almanya'nın nüfusu da 70 milyona düşüyor.
“TÜRKİYE'NİN GÜCÜNDEN RAHATSIZLAR”
Eğer Türkiye, 2050 yılına kadar istikrarlı hükümetler tarafından yönetilirse, son 14 yılda olduğu gibi güçlü hükümetler tarafından Türkiye yönetilirse yılda en az yüzde 5 ortalamayla devam ederse 2050 yılında tartışmasız Avrupa'nın en büyük ülkesi olmuyor, aynı zamanda Avrupa'nın en güçlü ülkesi oluyor. Birilerinin uykularını kaçıran gerçek, bu gerçek. Birilerinin Türkiye düşmanlığı üzerinden propaganda yapmasına sebep olan gerekçe bu gerekçe. Onun için bazıları atlarıyla, itleriyle üzerimize geliyorlar. Bunları bilmezsek bugünkü olayları çok doğru şekilde yorumlayamayız. Bizim hiçbir ülkeyle düşmanlığımız olmadı, bundan sonra da olmaz ama birileri Türkiye'nin bu gücünden çok rahatsız."
"ÇİFT BAŞLI OLDUĞUNU HERKESİN GÖRMESİ LAZIM"
Işık, referandum da "Evet" oyu çıkması halinde Türkiye'de iki başlılığın ortadan kalkacağını aktararak, "21 Ekim referandum unda cumhurbaşkanını milletin seçmesi kabul edildi. Ülkenin başka bir çıkar yolu yoktu. Aslında Türkiye 21 Ekim 2007 referandum uyla birlikte filen başkanlık sistemine geçti. Eğer bir sistemde cumhurbaşkanı hem güçlü hem yetkiliyse bunun adı başkanlık sistemidir. Eğer bir sistemde başbakan hem güçlü hem yetkiliyse bunun adı da parlamenter sistemdir. Şimdi fiilen cumhurbaşkanlığı sistemine geçmiş bir Türkiye'nin bunu resmileştirmesi gerekmez mi, gerekir. Bakın, bu sistemin artık çift başlı olduğunu herkesin görmesi lazım." değerlendirmesinde bulundu.
“7 HAZİRAN SEÇİMLERİNİ DÜŞÜNÜN”
Şu anda cumhurbaşkanının 1982 Anayasası'na göre yetkili ancak "sorumsuz" olduğuna dikkati çeken Işık, şunları söyledi: "Peki, güçlü mü, güçlü çünkü doğrudan sandıkta seçiyor. Peki, bu sistem resmen parlamenter sistem olduğu için, parlamenter sistemde yetki ve güç başbakanda olması gerektiği için, başbakan da yetkili ve güçlü mü, güçlü. Bugün hamdolsun çok köklü dostlukları olduğu için bu sorunu yaşamıyoruz ama yarın farklı partilerden olursa ve birbirleriyle anlaşamazlarsa kimin dediği olacak? Eğer anayasaya bakacak olursak cumhurbaşkanının dediği olması lazım. Çünkü yetkiyi cumhurbaşkanlığı vermiş ama halk da sorunlarımı çöz diye başbakana yetki vermiş. Şimdi bir an için 7 Haziran seçimlerini düşünün. Sayın Bahçeli'yi ikna etmiş olsalardı, Sayın Bahçeli 'Tamam ben geliyorum' demiş olsaydı CHP, MHP, HDP koalisyonu kurulmuş olsaydı bir tarafta 10 ay önce yüzde 52 oyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı var, diğer tarafta halktan yüzde 53 destek almış hükümet var. Kimin dediği olacak? İnanın bu Türkiye için tam bir kaostur."
"YAZIKLAR OLSUN”
Son dönemde "Hayır" cephesinden yapılan açıklamaları eleştiren Işık, şunları dile getirdi: "Şu son günlerde herhalde anketlerde 'Evet'ler bir hayli öne geçtiği için bunların aklıselimi gitti. Sağduyuları kayboldu. Ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor. Yani bu kadar yıldır siyasetin içinde olan Deniz Baykal, 'Hayır çıkarsa, düşmanı İzmir'de denize dökmüş kadar sevineceğiz.' dedi. Yani 'Evet' verenler işgalci Yunan askeri öyle mi? Yazıklar olsun, sen neden 'Hayır' demek istediğini anlat millete. Bırak kararı millet versin. Konya Milletvekili 'Hayır' çıkarsa Samsun'a çıkacakmış. Orada efendim İzmir'den denize dökecekmiş. Bu adam da kim biliyor musunuz, emekli tabip binbaşı. Sana bu milletin harcadığı emeklere yazıklar olsun. Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefli üniformasını giymiş biri olarak kendi ülkenin en az yarısını işgalci Yunan askeri gören kafandan, Allah seni ıslah etsin. Yani sana emek veren hocaların, eğer vefat ettilerse mezarda kemikleri sızlıyordur. Böyle edepsizlik olur mu? Siyasi bir tercih yapacak insanlar."
"CHP'YE BÜYÜK İYİLİK OLACAK"
Işık, referandum dan "Evet" çıkmasının CHP için de faydalı olacağını belirterek, "Son dönemlerde Kılıçdaroğlu'nun ağzından çıkanı kulağının duymaması, 'Bunu nasıl izah ediyorsunuz?' derseniz, değerli hemşehrilerim adam 7 seçimdir yüzde 25'i yakalayamadı. Şimdi biz çıtayı yüzde 50'ye yükseltiyoruz. Yüzde 25'i yakalayamayan yüzde 50'yi yakalayabilir mi? Şimdi eğer sandıktan 'Evet' çıkarsa sadece Türkiye'ye iyilik olmayacak. Bu aynı zamanda CHP'ye büyük iyilik olacak. Niye biliyor musunuz? Sandıktan 'Evet' çıkarsa CHP'liler, Kılıçdaroğlu'na diyecek ki, 'Ya arkadaş 8 defa senle denedik olmuyor. Artık sen bu işi bırak da başka bir adam gelsin.' 'Peki kim CHP'yi iktidar alternatifi yapabilir?' derseniz milletin değerlerine sahip, insanlara tepeden bakmayan, insanları göbeğini kaşıyan adam diye görmeyen, başörtülüleri öcü gibi karşılamayan, dindar insanları memleket düşmanı diye göremeyen bir insan CHP'nin başına gelmeli. Bu CHP'ye de büyük bir iyilik olacak." yorumunu yaptı.